Kanunumuzda çocuk, anne ve babasından maddi anlamda yardım alabileceği gibi anne ve baba da müşterek çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
Nafaka, boşanma davası devam ederken ya da boşanma davası sonrası bir eşin, diğer eşe ya da bir kişinin, yardıma muhtaç olan yakınına yani babasına, oğluna, kızına mahkeme kararıyla ödemekle yükümlü olduğu ödenektir.
Nafaka, Türk Medeni Kanunu’nda 4 şekilde düzenlenmiş olup nafaka davası açmak isteyen kişinin söz konusu nafaka türlerinden hangisine ilişkin dava açılacağı konusunda Adana nafaka avukatı ile çalışmasında fayda vardır.
Nafaka, sadece eşler arasında olan hukuki bir uygulama değildir. Yardıma muhtaç olan kişi, annesinden ,babasında hatta akrabalarından dahi nafaka talep edebilir. Bu nafaka türüne yardım nafakası denir.
TMK 364 gereğince yardım nafakası, yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşlere açılacak dava ile talep edileceği gibi ergin olan ve iştirak nafakası sonlanan çocuğun anne ve babasına açtığı dava türüdür. Böyle bir durum söz konusu olduğunda çocuk ana ve babaya karşı yardım nafakası davası açabilir.
Nafaka alacaklısı aile mahkemesine, aile mahkemelerinin olmadığı yerde asliye hukuk mahkemelerine vereceği dava dilekçesi ile nafaka borçlusuna karşı yardım nafakası davası açabilir.
Nafaka alacaklısı davayı açmadan önce hangi tür nafaka davası açacağını, delil olarak ne sunacağını, neyi ve nasıl ispat etmesi gerektiğini bilebilecek bir durumda olmadığından nafaka avukatı ile çalışmalıdır. Çünkü nafaka alacaklısı yardıma muhtaç olduğunu, ekonomik durumunun kötü bir durumda olduğunu ve yine nafaka yükümlüsünün yani davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu mahkeme huzurunda somut deliller ve tanık beyanı ile ispatlamalıdır.
Nafakaya ilişkin davalar, aile hukukundan kaynaklandığı için görevli mahkeme aile mahkemesidir. Fakat aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise bu davaların asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Yetkili mahkeme ise davanın taraflarından birinin yani davacı ya da davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
YHGK E. 2013/3-1627 K. 2015/1020 T. 13.3.2015
ÖZET : Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle davacı çocuk reşit olup, iki yıllık meslek yüksek okulu mezunudur. Aynı zamanda, eğitimini 4 yıllık bir fakültede tamamlamak isteyerek, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesine de kayıt yaptırmıştır. Davanın açıldığı tarihte de 3. sınıf öğrencisi olarak eğitimine devam etmektedir. Meslek yüksek okulundan mezun olmakla birlikte, mesleğine uygun bir iş bulamamış; özel yeteneği nedeniyle düğünlerde müzik aleti kullanarak, cüzi bir miktar para kazanmaktadır. Kazandığı para, ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi, okulunun harç ve giderlerine de yetmemektedir. Bu durumda, davacı çocuğun davalı babanın yardımına ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Baba yoksulluğa düşmüş çocuğuna yardım etmek zorundadır. Çocuğun okulunu bitirip, bir işe girmesi, çocuğun yararına olduğu gibi, babanın da yararına bulunmaktadır. Şu halde, yerel mahkemece davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktarda yardım nafakasına hükmolunması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davacı çocuğun nafaka isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.
YHGK E. 2017/3-1012 K. 2019/1145 T. 7.11.2019
ÖZET : Dava, eğitimin devamı nedeniyle yardım nafakası istemine ilişkindir.Ergin çocuğun eğitiminin devam etmesi hâlinde ana ve babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde yardımda bulunmaları bir yükümlülük olarak TMK'da öngörülmüştür. Davacı geliri uygun miktarda olan annesiyle birlikte aynı evde yaşaması nedeniyle annesinden de yardım aldığının kabulü gerekir. Davalı babanın maaşından yapılan kesinti ile birlikte dahi aylık gelirinin eğitimine devam eden ve düzenli bir geliri bulunmayan çocuğuna bir miktar nafaka ödeyebilecek kadar olduğu kuşkusuzdur.